Tramvay hattında ve yapım çalışmasının sürdüğü dar yol,
“Saraylı Hanım” ismindeki birinin cenaze alayı yüzünden iyice sıkıştığı
için otomobil tetikçiklerin olduğu noktaya yakın bir yerde durdu.
31 Mart Olayı’nın ardından milli bir kahraman ve Meşrutiyet’in ikinci
kurucusu haline gelen Selanik’teki III. Ordunun komutanı Mahmud Şevket
Paşa, İttihatçı olmamasına rağmen bu cemiyetle birlikte hareket etti.
Onun genel komutanlığındaki III. ve II. Ordulardan müteşekkil “Hareket
Ordusu” İstanbul’a gelerek kontrolü ele geçirdi.
Başkentte sıkıyönetim ilan edildi ve gelişmeleri çok iyi değerlendiren
İttihatçılar, kendilerine rakip olabilecek bütün siyasi grupları
etkisiz hale getirdi. II. Abdülhamid tahttan indirildi, “İttihad-ı
Muhammedi” ve “Ahrar Fırkaları” kapatılarak muhalefet bütünüyle
susturuldu. Artık İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin iktidarı ele geçirdiği
ve baskılarını arttırdığı yeni bir döneme girildi.
Uzun süre devam eden sıkıyönetim sürecinde Meşrutiyet, Mahmud
Şevket Paşa’nın Harbiye Nazırlığı’nda şahsi diktatörlüğe dönüştü ve ordu
içerisinde siyaset bir veba salgını gibi yayıldı.Ordunun asıl
vazifesini ihmal ederek siyasetle meşgul olması, ve Harbiye Nazırı
Mahmud Şevket Paşa’nın hatalı kararları askeri, siyasi ve ekonomik
sebeplerle birleşerek Ege’deki “On İki Ada” nın ve “Trablusgarb” ın
kaybına neden oldu. “Hürriyet” ve “Özgürlük” vaadiyle iktidara gelen
İttihatçıların şiddetli baskısı, cemiyet içerisinde ayrışmaya yol açtı
ve Arnavutluk’ta çıkan isyanı bastırmak üzere gönderilen muhalif
subaylar “Halaskar Zabitan” adlı bir siyasi grup oluşturarak Said Paşa
Sadaret’indeki İttihaçı hükümeti düşürdü. Mahmud Şevket Paşa’nın Harbiye
Nazırlığı da böylece sona erdi.
Babıali Baskını ve Mahmud Şevket Paşa’nın Sadareti
II. Meşrutiyet Dönemi’nin en önemli ve güçlü aktörlerinden Mahmud
Şevket Paşa’nın öldürülmesiyle neticelenecek süreç de bundan sonra
başladı. 1913 yılına gelindiğinde İmparatorluk büyük askeri ve siyasi
gailelerle karşı karşıyaydı. I. Balkan Savaşı, ordu içerisinde yayılan
siyaset ve birbirini çekememezlikler sebebiyle ağır bir yenilgiyle
bitti. Edirne’nin dahi Bulgar işgaline uğradığı bu nazik zamanda
iktidara yeniden sahip olmak isteyen ve başını Talat ve Enver Paşa’ların
çektiği İttihatçılar, hükümete karşı 23 Ocak 1913’te “Babıali
Baskını”nı gerçekleştirdiler.Bu baskında “Halaskar Zabitan” grubunun
başkanı vaziyetindeki Harbiye Nazırı Nazım Paşa öldürüldü. Kamil Paşa
Hükümeti zorla istifa ettirildi ve İttihat Terakki Cemiyeti bu sefer tam
anlamıyla iktidara geldi. İktidarın başındaki isim ise “31 Mart”ın
“Fatih”i ve artık Sadrazam olan Mahmud Şevket Paşa’ydı.
Suikast planları
Fakat, devletin varlık yokluk mücadelesi verdiği bu süreçte iktidar
mücadelesi henüz sona ermemişti. Cemiyete karşı gelişen muhalefet,
Mahmut Şevket Paşa’yı iktidarın önemli bir dayanağı olarak gördüğü ve
Sadrazam da Cemiyete karşı gün geçtikçe başına buyruk hareket ettiği
için öldürülmesine karar verildi. Osmanlı Tarihi’ndeki bu meşhur
suikastin gerçek azmettiricileri ve hedefleri bütünüyle ortaya
çıkaralamadıysa da “Babıali Baskını”nda öldürülen Harbiye Nazırı Nazım
Paşa’nın mensup olduğu “Halaskar Zabitan”ların intikam için
İttihatçıları benzer bir baskınla devirme planları vardı. İşte bunlardan
Kürt Şerif Paşa, Gümülcineli İsmail, Müdür Muhib, Miralay Fuad, Yüzbaşı
Kazım, Pertev Tevfik, Kemal Midhat Bey’lerin başını çektiği bir komite
Prens Sebahattin Bey’i başa geçirmek düşüncesi etrafında bu amaçla bir
araya geldi.11 Haziran 1913 günü, suikast için seçildi ve Topal Tevfik,
Ziya, Nazmi, Şevki, Mehmet Ali, Abdullah Safa ve Abdurrahman
isimlerindeki yedi tetikçi şöförleri Cevad Bey’le, Beyazıt Meydanı’nın
Divanyolu’na çıkan Saka çeşmesi civarında bir otomobil içinde beklemeye
başladı. Olay günü Sadrazam Mahmud Şevket Paşa da olacaklardan habersiz,
bugün İstanbul Üniversitesi’nce kullanılan Harbiye Nezareti’nden öğlen
11, 5’te otomobiliyle yanında Başyaver Eşref, Yaver İbrahim, Şöför
İsmail Hakkı ve Uşağı Kazım Bey’ler olduğu halde Babıali’ye gitmek için
hareket etti. Tramvay hattında ve yapım çalışmasının sürdüğü dar yol,
“Saraylı Hanım” ismindeki birinin cenaze alayı yüzünden iyice sıkıştığı
için otomobil tetikçiklerin olduğu noktaya yakın bir yerde durdu.
Bu sırada tamir bahanesiyle üç saattir çeşme yanında bekleyen
tetikçiler bekledikleri fırsatı yakalamış olmakla rovelverlerle ateş
etmeye başladı. İlk kurşunlardan biriyle Mahmud Şevket Paşa yanağından
yaralanırken, Yaver İbrahim Bey hemen oracıkta hayatını kaybetti.
Suikastçilere karşılık vermekte olan Uşak Kazım Ağa da ise yaralandı.
İşte bu sırada Topal Tevfik otomobilin basamağına çıkarak pencereden
Mahmud Şevket Paşa’nın beynini üç-dört kurşunla parçaladı ve arkadaşları
ile araca binerek sur dışına kaçtı. Başyaver ve şöför saldırıdan yara
almadan kurtuldu, Mahmud Şevket Paşa ise kısa süre önce ayrıldığı
Harbiye Nezareti’ne geri götürülerek Şura-yı Askeri Dairesi’nde
tedavisine çalışıldı.
Fakat yapacak bir şey kalmadığından yarım saat sonra orada öldü.
Bundan sonra yaşananları “Tercüman-ı Hakikat Gazetesi” muhabiri: “Mahmud
Şevket Paşa’nın cenazesi Harbiye Nezareti binasının alt katında, Fındık
Hafız Efendi tarafından gasledilmiş ve Enderun-u Hümayun Efendileri bu
esnada kendisine yardımda bulunmuştur. Cenaze törenine Padişah adına Baş
Mabeynci Halid Hurşid Bey, Şehzade Ziyaeddin ve Ömer Hilmi Efendi’ler
ve Yaveran-ı Şehriyari’den Fuad Bey ve Almanya, İsviçre, Fransa
Ateşemiliterleri ve resmi askeri birçok görevli katılmıştır.Cenaze,
Harbiye Nezareti avlusunun ortasında üzeri şal örtülü bir masa üzerine
konulmuştur.
Dualarla buradan hareket edilip, Beyazıt Meydanı’nda süvari
bölükleri, müfrezeler, alaylar, taburlar, Darü’l-Fünun talebeleri,
birçok polis, jandarma ve ahalinin de katıldığı bir cenaze alayıyla
Paşa’nın şehid edildiği noktaya gelinip dua edilmiştir. Saat on ikiyi
çeyrek geçe Yaver İbrahim Bey’in cenazesinin getirilmesiyle kalabalık
daha da artmış ve Ayasofya Camii’nde cenaze namazları kılınmıştır. Daha
sonra Sirkeci’ye varılarak cenazeler istimbotla Dolmabahçe’ye çıkarılmış
ve “Hürriyet-i Ebediyye” tepesine nakledilmiştir. Burada irad edilen
nutuk ve duaların ardından yapılan definler ile tören sona ermiştir.”
Cümleleriyle aktarmıştı.
İttihat Terakki Cemiyeti’ni dahi zorlayan Mahmud Şevket Paşa’nın
ölümü o dönemde Osmanlı siyasetindeki bütün grupların işine geldi ve
İstanbul Muhafızlığı ve Emniyet Müdürlüğü’nce hazırlığı haber alınan
suikast için Cemiyetin girişimiyle hiçbir tedbir alınmadı. Sadrazamın
üstünlüğünden böylece kurtulan İttihatçılar bu olayı muhalifleri
bütünüyle sindirmek için kullandı. Olayla ilgili görülen, katiller de
dahil 37 kişi kişi yargılandı ve 12’si Beyazıt Meydanı’nda idam edildi.
http://www.tarihtoplum.org/mahmut-sevket-pasa-suikasti/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder